Ne güzel değil mi değerli dostlarım. Oturduğun yerden bol keseden konuşmak? Gazetecilik naraları atmak… Neyse bizde boş değiliz ne de olsa… İllaki bizim de söyleyeceğimiz şeyler vardır… O zaman şu sorularla başlayalım; Nedir gazetecilik? Sizce gazetecilik, konsorsiyum kurup lobileşip, tekelleşip, ideolojisine göre gazeteci seçmek midir? Bizim işimize yarıyorsa bizden, yaramıyorsa aman içimize girmesin demek midir? Devam edelim… Nedir gazetecilik, namuslu bir mesleğin kimliğini taşıyıp, her türlü eylemi mübah görmek midir gazetecilik? Nedir gazetecilik, gelişen dünyada her şey değişiyorken, plaka baskıları yaşatmaya çalışmak mıdır gazetecilik? Yine soruyorum nedir gazetecilik, vatandaş kan ağlarken, haksızlık diz boyu uçarken, kadınlarımız, çocuklarımız, insanlarımız katledilirken, sırf fikrini söyledi diye insanlar linç edilirken, devletimiz ya devletimiz haksızlığa uğratılırken susmak mıdır gazetecilik? Nedir bu gazetecilik söyleyin bana; mazlumlar ölürken, hainler yaşatılırken, katiller savunulurken kayıtsız kalmak mıdır? Yeter artık çekin ellerinizi mesleğimizden. Yeter artık çekin kem gözlerinizi vizyonumuzdan. Yeter artık çekin kötü, çıkar amaçlı fikirlerinizi hanelerimizden…
Bu serzenişin ardından gazeteciliği öğretelim dostlarım… Gazeteci asla tarafsız olamaz. Gazetecinin tek tarafı vardır, o da halktır. Gazeteci asla sessiz kalamaz. Gazetecinin sesi geleceğin mihenk taşıdır. Gazeteci ulusun ortak sesi, halkın tek çığlığıdır. Bu söylediklerimiz bu mesleğin onur kısmıdır. Gelelim teorik kısma…
Bağımsız gazetecilik diye bir kavram türedi hatırlatırım!
Bilimden, gelişmelerden, teknolojiden uzak bir takım gazeteci kimliğine bürünmüş simsarlar, bu kavramı bilmezler çünkü işlerine gelmez. Bu kavramın adı bağımsız gazeteciliktir. Şu anda en gelişmiş demokrasilerde bu kavram gelişsin diye hibeler verilirken, maalesef ülkemiz bu hibelerden uzak tutulduğu gibi aynı zamanda gelişimi engellenmek isteniyor. Bir gazeteci düşünün mesai kavramı yok. Yine çalışma şartları ağır. Yine o gazeteci asgari ücrete tamah edildiği gibi yıllarca farklı işkollarında çalışıyor gibi gösterilip, basın kartı sahibi olması engelleniyor… Bu yüzden kimse basın sigortalı fikir işçisi çalıştırmayıp, hak yeyip, gazetecilik naraları atmasın… İşte değerli dostlarım gazetecilerin çalışma şartlarındaki bu sorunlardan ve objektiflik ahlakı zedelenmesin diye bağımsız gazetecilik kavramı ortaya çıktı. Bu bağımsız gazetecilerde sosyal medya, yeni nesil yayıncılık anlayışı üzerinden mesleklerini icra eder duruma geldiler. Bu yüzden trol hesaplarla, haber içeriği üreten hesaplar birbirine karıştırılmamalı ve tek tarafı halk olan bu bağımsız gazeteciler desteklenmelidir. Bu simsarlara da asla prim verilmemeli ve bağımsız gazeteciler ezdirilmemelidir.
SEO diye bir kavram var haberiniz var mı?
İşinize gelmiyor demi… Google çıkmış demiş ki; benim şartlarıma uygun hareket edersen ben seni öne çıkartırım. Bu şartların en önemlisi nedir biliyor musunuz? İnsan hakları… İşte değerli dostlarım Google amca böyle söyleyince bu simsarlar korktu. Dedi ki; işte şimdi gidiyor gazetecilik kimliğimiz. Gerçekten haber üreten, içerik üreten, vizyoner gazeteciler bizi ezecek, biz onların çırağı olacağız… İşte değerli dostlarım, bu yüzden aslında karın ağrıları. SEO kavramı, “Search Engine Optimation” yani “Arama Motoru Optimizasyonu”… Bu kavram, gazetecilere ışık oldu. Mesleklerini kimsenin gölgesinde olmadan yapar hale geldiler. Şimdilerde ise bu işi yapanlar trol gibi lanse edilirken, simsarlar kıskançlıklarından tırnaklarını yer hale geldi. Sahip çıkın değerli dostlarım…
Devam edelim. Daha çok şey var.
Web 3.0, Web 4.0 gibi kavramlar var farkında mısınız?
Tarih oldunuz abicim… Tarih oldunuz! O yüzden gelişmek yerine, gelişmişlere çamur atma derdindesiniz. Gelişme trenini kaçırdınız, ne yaparız derdine düştünüz. Değerli dostlarım Web 3.0 internetin 3. çağını, 4.0 ise 4. çağını ifade ediyor. Yani Web 3.0 teknolojisi ile nesnelerin interneti kavramı, Web 4.0 teknolojisiyle nesnelerin interneti kavramının gelişimi tamamlandı. Kısacası yapay zeka teknolojisi, akıllı ev aletleri teknolojisi gibi kavramlar yaygınlaşmaya başladı. Tüm kavramlar ve tanımlar bu teknolojik gelişmelere kayıtsız kalamazken, gazeteciliğin nasıl kayıtsız kalmasını bekleyebiliriz? İşte birinin bu simsarlara bunu anlatması gerekiyordu ve anlatıyorum. Kalamayız değerli dostlarım. Bu teknolojik gelişmelere kayıtsız kalamayız. Bu teknolojileri eleştirmek yerine, en doğru nasıl kullanırız bunun yolunu bulmamız gerekli. Çünkü dünya bu teknolojileri eleştirmiyor, tam tersi bu teknolojileri en doğru kullanma yoluna gidiyor.
Basın yasası patron savunucusu değil, Gazeteci savunucusu olmalıdır.
Ülkemizin kapsamlı bir basın yasasına ihtiyacı vardır. 1960’lı yıllardan kalma yasaların tamamıyla revize edilmesi gereklidir. Burada en önemli kıstas patronları savunan değil, gerçekten işini yapan gazetecileri savunan bir yasanın çıkartılması olmadır. Gazetecilik özlük hakları verilmeli, gazetecilerin tek tarafı da halk olmalıdır. Sosyal medyadan, yeni nesil yayıncılık platformlarından gazetecilik mesleğini yürütmeye çalışan, haberleri milyonlarca kitleye erişen değerli meslektaşlarıma selam olsun. Diğer taraftan simsarlara gelince, sürçü lisan etmişsek affetmeyebilirsiniz. Sağlıcakla kalın…
