Ali ÜNLÜ
Köşe Yazarı
Ali ÜNLÜ
 

TÜRKİYE’DE İDARE BOŞLUĞU VAR!

Bu bayram annemle evde sohbet ederken bir haber gözümüze takıldı. Bir ülkede anne ve oğlunun evlendiği haberi… Annemle haberi paylaştığımda “Türkiye’de olmaz mı zannediyorsun?” diye ilginç bir tepkiyle karşılaştım. Anneciğim nasıl olacak diye sorduğumda ise haklı serzenişimizden sizlere de bahsetmek istedim. Öncelikle evlendirme dairesine başvururlar. Oradan sağlık raporu için hastaneye giderler. Hastanede kan testlerine bakılır. Sonra nikâh işlemi gerçekleşir. Sonra nüfus dairesine gider yeni kimliklerini alırlar. Bu işlemler içerisinde hiç birine takılmazlar mı diye kendimize sorduk?  Evlendirme dairesine giderler anne bekâr olacağı için soy isim aynı olmadığından anlamazlar dedi. Sonra hastaneye giderler. Hastanede ise hangi kan verenin numune alan hemşire kimliğine bakıyor ki? Annesi yerine başkası kan verir ve kimse bunu anlamaz bile… Sonra bu sağlık raporu işleme konur ve “ooo” bravo diye bu kişilerin nikâhını Belediye Başkanı bile kıyar diye bir sonuca vardık. Sonra nüfus cüzdanı noktasında ise dijital sistem izin verdiği sürece nüfus memuru anlamaz bile neden çünkü kontrol etmesi gereken hiçbir şeyi kontrol etmediği için sonucuna vardık. Bu durumda biri şikâyet edene kadar böyle devam eder kanısına vardık.  Annemle yaptığımız bu sohbet, aslında ülkemizdeki idare boşluğunun bir sonucu dostlarım. Yönetmelik Dışı Uygulamalar Söz Konusu Kamu kurumları yasalar çerçevesince bir yönetmelik ortaya koyuyor. Peki, bu yönetmelikten kimin haberi var? İnanın birçok kamu kurumundaki yöneticinin bile kendisiyle ilgili yönetmeliklerden haberi yok. Bu açıdan birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin, bir kurum müdürü. İhaleye çıkacak, ihale yönetmeliği ise neyin nasıl yapılacağını açıkça belirtiyor. Ama müdür ihale yönetmeliğini uygulamıyor. Bununla ilgili ise adli mercilerde binlerce dosya söz konusu olabiliyor. Yine gelelim bir başka konuya, bir sağlık kuruluşuna başvuru yapıyorsunuz. Doktor sizin ilahınız gibi davranıyor. Hâlbuki hasta hakları yönetmeliği diye bir şey var. Buna istinaden doktorun ve hastanın uyması gereken kurallar açıkça belirtilmiş. Ancak son günlerde yaşanan şiddet olayları sonrasında çıkan yasalar gereği doktor kendini dokunulmaz zannediyor. Sonuç ise binlerce adli vaka, Danıştay ve Yargıtay emsal kararlarında binlerce açıklama. Yine yönetmelik çıkmış. Eğitim kurumlarında hiçbir şekilde aidat, kayıt ücreti adı altında para toplanamaz demiş. Bir idareci bu durumdan habersiz işlem yapıyor. İnsanlar mağdur ediliyor. Sonuç akıllı biri konunun üzerine düşüyor ve okul idarecisi inanılmaz cezalar alıyor. Yine kendi başımdan geçen bir olaydan bahsedeyim. Bir durumdan mütevellit sağlık kuruluna başvuru yaptım. Sağlık kurullarında bilindiği üzere önce uzman hekim sizi muayene eder ve heyete sevk eder. Uzman hekim muayene etti ve kararını vererek heyete sevk etti. Heyet uzman hekimin kararı dışında benden keyfi uygulamalar ile bazı istemlerde bulundu ancak bunu muayene formuma eklemedi. Bu istemi yönetmelik gereği yaptıklarını söylediler ancak yönetmelik gereği muayene formuma istemi yazmaları gerekirken yazmadılar. Bu arada yönetmelik gereği dedikleri konu ise aslında yönetmelik gereği değil tamamıyla keyfi bir işlem. Bu yüzden hak mahrumiyeti yaşadım ve maddi manevi olarak zarara uğradım. Ben de bununla ilgili hukuki süreci başlattım. Öyle ki düşünün yapılan bu haksızlık için Başhekime ulaşmak istedim, yeri geldiğinde protokolde gazeteci kimliğimizle Sayın Cumhurbaşkanımıza bile ulaşabilen ben, bir başhekime dahi ulaşamadım. Bu da aslında hasta hakları gereği yönetmelik dışı bir durum. Buna benzer birçok konu sayabilirim değerli dostlarım işte bu durum ülkemizdeki idare boşluğundan ortaya çıkan, yönetmelik dışı uygulamaların tezahürü maalesef. Merkezi Yönetim ve İdare Güçlendirilmeli   Başkanlık sistemi sonrası merkezi yönetimin güçlendirilmesi beklenirken, tam tersi olarak idari yönetim boşluğu oluştuğu görülmekte. Bu tip sorunlara karşın önemli açılımlar yapılmalıdır. Örneğin kamu kurumlarında görev yapan çalışanların tamamının her yıl veya iki yılda bir yönetmelik noktasında sınava tabi tutulması gereklidir. Bu sınav, ÖSYM aracılığıyla yapılmalı. Sınavı geçemeyen memurlara maaş cezası, sınavı geçene kadar ise açığa alınma şartları uygulanmalıdır. Öte yandan devlet denetleme kurumu özerk bir şekilde kurumları şikâyet beklemeksizin denetlemeli, ihlallerin hukuki sorumlularına gerekli işlemler anında yapılmalıdır. Aksi takdirde ülkemiz ciddi anlamda sorunlar yaşayacaktır diye düşünüyorum. Her anlamda ileriye gitmek için mücadele veren ülkemizde, özellikle 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda bu tür boşlukları konuşmamız gerektiği kanaatindeyim… Sağlıcakla kalın değerli dostlarım.
Ekleme Tarihi: 08 June 2025 - Sunday

TÜRKİYE’DE İDARE BOŞLUĞU VAR!

Bu bayram annemle evde sohbet ederken bir haber gözümüze takıldı. Bir ülkede anne ve oğlunun evlendiği haberi… Annemle haberi paylaştığımda “Türkiye’de olmaz mı zannediyorsun?” diye ilginç bir tepkiyle karşılaştım. Anneciğim nasıl olacak diye sorduğumda ise haklı serzenişimizden sizlere de bahsetmek istedim. Öncelikle evlendirme dairesine başvururlar. Oradan sağlık raporu için hastaneye giderler. Hastanede kan testlerine bakılır. Sonra nikâh işlemi gerçekleşir. Sonra nüfus dairesine gider yeni kimliklerini alırlar. Bu işlemler içerisinde hiç birine takılmazlar mı diye kendimize sorduk?  Evlendirme dairesine giderler anne bekâr olacağı için soy isim aynı olmadığından anlamazlar dedi. Sonra hastaneye giderler. Hastanede ise hangi kan verenin numune alan hemşire kimliğine bakıyor ki? Annesi yerine başkası kan verir ve kimse bunu anlamaz bile… Sonra bu sağlık raporu işleme konur ve “ooo” bravo diye bu kişilerin nikâhını Belediye Başkanı bile kıyar diye bir sonuca vardık. Sonra nüfus cüzdanı noktasında ise dijital sistem izin verdiği sürece nüfus memuru anlamaz bile neden çünkü kontrol etmesi gereken hiçbir şeyi kontrol etmediği için sonucuna vardık. Bu durumda biri şikâyet edene kadar böyle devam eder kanısına vardık.  Annemle yaptığımız bu sohbet, aslında ülkemizdeki idare boşluğunun bir sonucu dostlarım.

Yönetmelik Dışı Uygulamalar Söz Konusu

Kamu kurumları yasalar çerçevesince bir yönetmelik ortaya koyuyor. Peki, bu yönetmelikten kimin haberi var? İnanın birçok kamu kurumundaki yöneticinin bile kendisiyle ilgili yönetmeliklerden haberi yok. Bu açıdan birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin, bir kurum müdürü. İhaleye çıkacak, ihale yönetmeliği ise neyin nasıl yapılacağını açıkça belirtiyor. Ama müdür ihale yönetmeliğini uygulamıyor. Bununla ilgili ise adli mercilerde binlerce dosya söz konusu olabiliyor. Yine gelelim bir başka konuya, bir sağlık kuruluşuna başvuru yapıyorsunuz. Doktor sizin ilahınız gibi davranıyor. Hâlbuki hasta hakları yönetmeliği diye bir şey var. Buna istinaden doktorun ve hastanın uyması gereken kurallar açıkça belirtilmiş. Ancak son günlerde yaşanan şiddet olayları sonrasında çıkan yasalar gereği doktor kendini dokunulmaz zannediyor. Sonuç ise binlerce adli vaka, Danıştay ve Yargıtay emsal kararlarında binlerce açıklama. Yine yönetmelik çıkmış. Eğitim kurumlarında hiçbir şekilde aidat, kayıt ücreti adı altında para toplanamaz demiş. Bir idareci bu durumdan habersiz işlem yapıyor. İnsanlar mağdur ediliyor. Sonuç akıllı biri konunun üzerine düşüyor ve okul idarecisi inanılmaz cezalar alıyor. Yine kendi başımdan geçen bir olaydan bahsedeyim. Bir durumdan mütevellit sağlık kuruluna başvuru yaptım. Sağlık kurullarında bilindiği üzere önce uzman hekim sizi muayene eder ve heyete sevk eder. Uzman hekim muayene etti ve kararını vererek heyete sevk etti. Heyet uzman hekimin kararı dışında benden keyfi uygulamalar ile bazı istemlerde bulundu ancak bunu muayene formuma eklemedi. Bu istemi yönetmelik gereği yaptıklarını söylediler ancak yönetmelik gereği muayene formuma istemi yazmaları gerekirken yazmadılar. Bu arada yönetmelik gereği dedikleri konu ise aslında yönetmelik gereği değil tamamıyla keyfi bir işlem. Bu yüzden hak mahrumiyeti yaşadım ve maddi manevi olarak zarara uğradım. Ben de bununla ilgili hukuki süreci başlattım. Öyle ki düşünün yapılan bu haksızlık için Başhekime ulaşmak istedim, yeri geldiğinde protokolde gazeteci kimliğimizle Sayın Cumhurbaşkanımıza bile ulaşabilen ben, bir başhekime dahi ulaşamadım. Bu da aslında hasta hakları gereği yönetmelik dışı bir durum. Buna benzer birçok konu sayabilirim değerli dostlarım işte bu durum ülkemizdeki idare boşluğundan ortaya çıkan, yönetmelik dışı uygulamaların tezahürü maalesef.

Merkezi Yönetim ve İdare Güçlendirilmeli  

Başkanlık sistemi sonrası merkezi yönetimin güçlendirilmesi beklenirken, tam tersi olarak idari yönetim boşluğu oluştuğu görülmekte. Bu tip sorunlara karşın önemli açılımlar yapılmalıdır. Örneğin kamu kurumlarında görev yapan çalışanların tamamının her yıl veya iki yılda bir yönetmelik noktasında sınava tabi tutulması gereklidir. Bu sınav, ÖSYM aracılığıyla yapılmalı. Sınavı geçemeyen memurlara maaş cezası, sınavı geçene kadar ise açığa alınma şartları uygulanmalıdır. Öte yandan devlet denetleme kurumu özerk bir şekilde kurumları şikâyet beklemeksizin denetlemeli, ihlallerin hukuki sorumlularına gerekli işlemler anında yapılmalıdır. Aksi takdirde ülkemiz ciddi anlamda sorunlar yaşayacaktır diye düşünüyorum. Her anlamda ileriye gitmek için mücadele veren ülkemizde, özellikle 2053 ve 2071 hedefleri doğrultusunda bu tür boşlukları konuşmamız gerektiği kanaatindeyim… Sağlıcakla kalın değerli dostlarım.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve postegram.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.